gör
Adıyaman
Nemrut Dağı
Nemrut Dağı Harabeleri, Adıyaman’ın Kahta İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Kommagene Kralı I. Antiochos’un 2.206 metre yükseklikte Nemrut Dağı eteklerinde tanrılara ve atalara şükranlarını göstermek için yaptırdığı mezarlar ve anıtsal heykeller Helenistik Dönem’in en görkemli kalıntılarından biridir. Anıtsal heykeller doğu, batı ve kuzey teraslarına yayılmıştır. İyi korunmuş dev heykeller kireç taşı ve kumtaşı bloklardan yapılmıştır ve 8-10 metre yüksekliğindedir.
Nemrut Dağı Tümülüsü
Orijinal yüksekliği 55 metre olmasına rağmen, tümülüsün yüksekliği, yüzlerce yıl süren doğa ve insan etkisiyle 50 metreye kadar düşmüştür. Toplam hacmi 30 bin metreküp olan kırma taşların tümülüs üzerine yığılmasıyla oluşmuştur. Tümülüsün Kommagene Kralı I. Antiochos’a ait bir anıt mezar olduğu biliniyor.
Nemrut Dağı Doğu Terası
Yaklaşık 10 metre yüksekliğindeki tahtlar üzerinde sıralar halinde oturan dev kral ve tanrı heykelleri bulunmaktadır. Heykellerin yüzleri güneşe doğru bakar. Bu terasta, Kommagene Krallığı’nın gök egemenliğini temsil eden koruyucu kartal, krallığın yeryüzündeki hakimiyetini temsil eden koruyucu aslan, Kommagene Kralı I. Antiochos, Kommagene- (Tyche), Zeus - Oromastes, Apollon-Mithras ve Herakles-Artagnes heykelleri yer alır.
Tahtların arkasında 234 satırdan oluşan Kral Antiochos’un (Nomos) dini ve sosyal vasiyeti vardır. Terasın kuzeyinde ve güneyinde Kommagene Krallığı Pers krallarının kabartma stelleri bulunmaktadır. Yine bu terasta heykellerin önünde bir ateş sunağı ve yanında oturan bir aslan heykeli vardır. Nemrut’ta gün doğumu bu terastan seyredilebilir.
Nemrut Dağı Batı Terası
Tahtlarında oturan dev tanrı heykelleri, Kommagene Kralı I. Antiochos’un heykeli ve Nemrut Dağı’nın Batı Terası, Doğu Terası’nda olduğu gibi tanrılarla el sıkışan kabartmalar bulunmaktadır.
Terasın çevresinde ayrıca Kommagene Krallığı’nın Makedon krallarının kabartma stelleri bulunmaktadır. Kum taşından yapılan bu kabartmalar doğa koşullarından etkilendiği için bir kısmı kuzey terasta geçici olarak inşa edilmiş bir restorasyon laboratuvarına, 2003 yılında taşınmıştır. Bu kabartmaların yanı sıra, aynı zamanda bir aslan burç kabartması vardır. Aslan kabartmasındaki ay ve yıldızlardan M.Ö. 7 Temmuz 62 tarihi okunur. Dünyanın en eski astrolojik takvimi olarak kabul edilen bu eser ve bu tarih, Kral Antiokhos’un tahta çıkış tarihini açıkça ortaya koyar. Nemrut’ta gün batımını bu terastan izleyebilirsiniz.
Perre Antik Kenti
Şehir merkezinin 3 kilometre kuzeyinde yer alan Perre, Antik kaynaklarda Me’arath Gazze Pörön, Mezopotamya’da ise Pirin ve Perin olarak adlandırılmıştır. Kent Kommagene Krallığının (M.Ö 163- M.S 72) beş büyük kentinden biridir. Malatya (Melitene) ve Kommagene’nin başkenti Samsat’ı (Samosata) birbirine bağlayan yol güzergahında olması kentin joepolitik önemini artırmıştır.
Bugün bile halkın kullandığı çeşmeden akan suyun güzelliği ve lezzetinden dolayı ordular, kervanlar ve askerlerin mola verdiği Perre Antik Kenti, Roma Dönemi’nde Antik Toros yolları için önemini sürdürmüştür.
325 yılında Piskopos Ioannes Perdos yönetiminde bir heyet Persidas eyaletinin bir kenti olarak İznik’te toplanan İncil meclisine katıldı. MS. 433 yılında Samosata’lı Andreas’ın (Elexandar) İskender’e Perre’deki bazı önemli piskoposlar hakkında yazmış olması, şehrin dini açıdan da önemli bir şehir olduğunu göstermektedir. Bütün bunlar Perre Antik Kenti’nin Antik Çağ’da hem dini hem de jeopolitik öneme sahip bir şehir olduğunu gösteriyor.
Kazılarla bir kısmı ortaya çıkarılmış olan Antik Kentin Nekropol alanında bulunan binlerce anıt mezar odaları ve galeriler burayı gezen ziyaretçileri cezbetmektedir. Nekropol alanın yanında yer alan işliklerde ise zeytin yağı, şarap ve tekstil ürünlerinin üretildiği mekanlara rastlanmaktadır.
Karakuş Tümülüsü
Bölgeye hakim bir noktada inşa edilen anıt mezar her taraftan kolayca görülebilen bir konumdadır. Tümülüs 110 metre çapında 21 metre yüksekliğinde olup Kâhta çayından getirilen taşlarla üzeri örtülmüştür. Konik bir tarzda inşa edilen Tümülüs, yapay bir tepe görünümündedir. Günümüzde ise tümülüsün bir kısmı toprakla bir kısmı da kesme kırma taşlarla örtülüdür.
Karakuş tümülüsü, adını güneyde bulunan sütun üzerinde duran 2,54 m yüksekliğindeki muhteşem kartal heykelinden alır. Kartal en büyük Tanrı Zeus’un habercisi ve aynı zamanda Kommagene’de gök yüzünün hakimiyetini sembolize eder.
Karakuş tümülüsünü I. Antiochos’un oğlu II. Mithridates (M.Ö. 36-21 ) tarafından annesi İsias adına yaptırdığı bir anıt mezardır. Mezarda, annesi İsias, kız kardeşleri Leodike, Antiochis ve Antiochis’in kızı Aka yatmaktadır.
Tümülüs ilk inşa edildiğinde, çevresinde üçerli gruplar halinde dokuz adet sütun bulunurdu. 7,05 – 7,65 metre arasında yüksekliğe sahip sütunlardan günümüze sadece dört tanesi kalmıştır.
Adıyaman Müzesi
Adıyaman Müzesi’nde Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağı, Demir Çağı, Helenistik, Roma, Bizans, İslam, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çeşitli eserler sergileniyor. Müzede bulunan Etnografya Eserler Salonu’nda bölgede toplanan el dokuması halı, kilim ve cicim, kadın ve erkek giysileri, gümüş takılar ve bakır eşyalar sergileniyor.
Gerger Kalesi
Adıyaman’ın Geger İlçesinin Oymaklı Köyündedir. Fırat Nehrinin batı yakasında yer alan Gerger kalesi, MÖ 3. yüzyılda Arsemes tarafından kurulmuştur. Kale, Kommagene Kralığının doğu sınırını oluşturmakta olup Fırat nehri üzerindeki geçişlerin kontrol noktası durumundadır. Sarp kayalar üzerine, Aşağı Kale ve Yukarı Kale olmak üzere iki bölümde inşa edilen Gerger Kalesi, Kommagenelilerin ilk idari merkezi durumunda olup, ayni zamanda kutsal bir tapınak görevini de üstlenmiştir.
Kale dik bir kayanın üzerinde yer alır ve sağlam duvarlarla çevrilidir. Geniş bir kaya yüzeyinde, Kommagene Kralı Mithridates Kallinichos’un babası ve Antik Komagene Krallığı’nın başkenti Somosata’nın (Samsat) kurucusu olan Kral Samos’un (M.Ö. 140-100) devasa bir kabartması ve Yunanca yazıtlar bulunmaktadır.
Mor Petrus ve Mor Paulus Kilisesi
Mor Petrus ve Mor Paulus Kilisesi, Adıyaman Merkez Mara Mahallesi’ndedir. 4. veya 5. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen kilise, giriş kapısı ve içerisindeki Süryanice yazıtlara göre 1888 ve 1905 yıllarında onarılmıştır.
Doğu-batı doğrultusunda uzanan kilise, üç nefli bazilikal planlıdır. Apsisteki ahşap sunak 1890 yılında Urfalı Süryani ustalar tarafından yapılmış ve yakın zamanda onarılmıştır. Batıdaki narteksin üst katı içeriye açılır. St.Paul Kilisesi olarak da bilinen kilise, günümüzde Süryani Cemaati tarafından Metropolitlik merkezi olarak kullanılmaktadır.
Arsameia
F. Karl Dörner tarafından 1951 yılında keşfedilen Arsameia Antik Kenti hakkındaki bilgilere, kentin merkezinde yer alan yazıt çözümlendikten sonra ulaşılabilmiştir. Yazıtta; Arsameia’nın kurucusunun, I. Antiochos’un baba tarafından atası olan ve İÖ. 3.yy’ın ilk yarısında yaşamış olan Arsemes olduğu belirtilmektedir. Ancak bu gün var olan kalıntıların büyük bölümü I. Antiochos tarafından yapılmış ve kent, Antiochos tarafından “Hierothesion” (Kutsal Alan) olarak adlandırılmıştır. Hierothesion kelimesi, yalnız Kommagene’de bilinen Grekçe bir terim olup kral ailesinden birinin kutsal mezarı anlamına gelmektedir.
Arsameia ören yeri, yalçın kayalıkların üzerine kurulmuş olup burada yer alan yapılara, tören yolu olarak kullanılmış patika bir yoldan çıkılmaktadır. Bu yol üzerinde, kabartma steller, kayaya oyulmuş anıtsal mezar odası, Grekçe yazılmış Anadolu’nun en büyük yazıtı, tünel yapısı, ve en üst kısımda ise mimari yapılara ait kalıntılar bulunmaktadır. Yazıtta bu yapılar, “Ktismata” olarak adlandırılmaktadır.
Ören yerinin merkezinde yer alan yazıt, 5 adet sütun halinde toplam 256 satırdan oluşmaktadır. Yazıtın altında ise 158 metre uzunluğunda basamaklarla inilen kutsal işlevli dehliz yer almaktadır. Yazıtın hemen yanında Komagene Kralı I. Antiochos ve Tanrı Herakles’in tokalaşma sahnesinin bulunduğu stel yer almaktadır.
Patika şeklinde düzenlenen “Kutsal Yol” üzerinde aralıklarla bulunan dexiosis (Tokalaşma) kabartmalarının, törene katılan insanları kutsal atmosfere hazırlamak amacıyla dikildikleri düşünülmektedir. Kireç taşına işlenmiş yassı kabartmaların her birinde Kral I.Antiochos, bir tanrı ile tokalaşır şekilde tasvir edilmiştir. Bu kabartmalardan anlaşılacağı üzere, Kral I.Antiochos, kendisini tanrılarla aynı seviyede görür ve kendisini tanrı kral olarak atfeder.
ESKİ BESNİ ( PARALA-OCTACUSCUM-BAHASNA )
Antik dönemde ismi Octacuscum olan Besni’nin kaderini ve tarihini Kommagene bölgesi belirlemiştir. Besni, Kommagene’yi, Suriye’ye ve İç Batı Anadolu’ya bağlayan yolların kavşağında önemli bir noktada kurulmuştur.
Orta Çağa ait kalıntıların kısmen korunduğu Eski Besni Ören yerinde; Türklerin Anadolu’ya geçmeleri ile birlikte Besni ve çevresi Selçuklu Dönemi ve Osmanlı Dönemi boyunca yine jeostratejik öneme sahip bir kent olarak süre gelmiştir. Bölgeden geçen Orta Asya - Anadolu bağlantısını sağlayan yol ağı, kervansaraylar ve medreselerle donatılmıştır. Kentte basılmış sikkelere dayanarak, Besni, Dulkadiroğlu Beyliği’ nin önemli bir merkezidir. Osmanlı döneminde ise Besni, akçe darphanesinin bulunduğu bir yerdir.
Azim şehir olarak da adlandırılan Eski Besni, Ören yerinde birçok tarihi yapı bulunmaktadır. Bu yapılar:
Camiler: Paşa Camii, Kurşunlu Camii, Tahtaoba Camii, İdris Camii, Çarşı Camii, Bozmekan Camii, Ulu Camii, Kavaklı Camii ve Kızılcaoba Camii.
Kiliseler: Protestan Kilisesi, Surp Pırgiç (Aziz Kurtarıcı) Kilisesi ve Surp Astuadzadzim (Meryem Ana) Kilisesi.
Hamamlar: Bekirbey Hamamı, Bozmekan Hamamı ve Meydan Hamamı.
Körüler: Nazhatun Köprüsü, Hıdrellez Köprüsü, Tahtaoba Köprüsü, Tabakhane Köprüsü, Celladin Köprüsü ve Mağaraönü Köprüsü.
Kale: Besni Kalesi.
Eski Besni Ören yerinin 20. yüzyılın ortalarına kadar kesintisiz yerleşim gördüğü bilinmektedir.
Zey Mağaraları
Zey Mağaraları, Adıyaman il merkezine yedi kilometre uzaklıkta olup Zey Köyü çevresinde yer alır. Orada, erken Hristiyanlık döneminden kalma yerleşim yerlerini göreceksiniz.